Retina Club

Proliferatif diyabetik retinopatide anti-VEGF crunch sendromu


Okuma:374

Diyabetik retinopati (DR), dünya çapında çalışma çağındaki yetişkinlerde yasal körlüğün başlıca nedenlerinden biridir. Diyabetik makula ödemi (DMÖ), DR'li hastalar arasında merkezi görme bozukluğunun önde gelen nedenidir. Şu anda, intravitreal anti-VEGF ajanlar, DMÖ için, özellikle foveal tutulum ve ilişkili görme kaybı olan DME için birinci basamak tedavidir. Ayrıca, intravitreal anti-VEGF enjeksiyonlarının DR şiddetinde iyileşmeye yol açabileceğine dair kanıtlar vardır.

 

DMÖ ve PDR'de görme kaybını azaltmada umut verici sonuçlara rağmen, PDR'li hastalar için anti-VEGF tedavisi ile ilişkili TRD'nin gelişimi veya ilerlemesi hakkında birkaç rapor bulunmaktadır. Bu fenomen anti-VEGF crunch sendromu olarak adlandırılmıştır.

 

Anti-vasküler endotel büyüme faktörü (anti-VEGF) crunch sendromu, proliferatif diyabetik retinopatili bir gözde intravitreal anti-VEGF tedavisini takiben traksiyonel retina dekolmanına ilerlemeyi tanımlar. Anti-VEGF kırılması tipik olarak etkilenen gözde intravitreal anti-VEGF enjeksiyonunu takiben 1 ila 6 hafta arasında ani görme kaybı olarak kendini gösterir ve ortalama başlangıç süresi 13 gündür. Crunch gelişimi için risk faktörleri arasında daha yüksek bir anti-VEGF dozunun kullanılması ve fibrozlu diyabetik retinopatinin artan şiddeti yer alır.

 

İntravitreal anti-VEGF'nin, özellikle bevacizumabın, şiddetli proliferatif diyabetik retinopati ve önceden göz içi fibrozu olan hastaların tedavisinde dikkatli kullanılması gerekir. Planlanan bir vitrektomiden önce anti-VEGF kullanılan hastalarda, crunch semptomlarının yakından izlenmesi ve yeni veya ilerleyen traksiyonel retina dekolmanı varsa hemen ameliyata alınması önerilir. Anti-VEGF tedavisinden sonra crunch gelişen, önceden minimum traksiyona sahip gözler için, cerrahlar 7 gün içinde vitrektomiye geçmelidir.

 

Anti-VEGF crunch ile ilgili mevcut literatür, crunch’ın belgelenmesi ve karakterize edilmesindeki heterojenlik ve kafa karıştırıcı bir faktör olarak panretinal fotokoagülasyonun varlığı ile sınırlıdır. Bu metodolojik kusurlar nedeniyle, anti-VEGF kırılmasının göreli sıklığı tam olarak tahmin edilemez. Crunch semptomlarının yakından izlenmesi ve traksiyonel retina dekolmanının yeni veya ilerlemesi durumunda derhal ameliyata alınması önerilir. Anti-VEGF tedavisinden sonra crunch gelişen, önceden minimum traksiyona sahip gözler için, cerrahlar 7 gün içinde vitrektomiye geçmelidir.

 

Sonuç: PDR'li bir hasta için anti-VEGF tedavisi, özellikle crunch sendromu için risk faktörleri mevcut olduğunda, dikkatle kullanılmalıdır. Ek olarak, ultra geniş alan görüntüleri, arka kutup ve çevresindeki retinal lezyonları tek bir çekimde gösterebilir ve bu nedenle DR'li hastaları değerlendirmek ve takip etmek için yararlıdır.

 

[Kaynaklar: Tan Y, Fukutomi A, Sun MT, Durkin S, Gilhotra J, Chan WO. Anti-VEGF crunch syndrome in proliferative diabetic retinopathy: A review. Surv Ophthalmol. 2021;66(6):926-932.]

 

Not: Katkılarından dolayı Dr. Mehmet ÇITIRIK’a teşekkür ederiz.

 

Web sitesindeki bu bilgiyi, sunu ve yayınlarınızda aşağıdaki şekilde kaynak göstererek kullanabilirsiniz.

(Çıtırık M, Teke MY. Proliferatif diyabetik retinopatide anti-VEGF crunch sendromu. http://www.retinaclub.com/ Son Güncellenme Tarihi 01/12/2023).