Retina Club

Sistemik Hastalıklarda Retinal Biyobelirteçler-2


Okuma:126

3- Uyku Apnesi

Obstrüktif uyku apnesi (OSA), retinal hipoksiye yol açabilen kronik aralıklı hipoksi ile karakterizedir. Araştırmalar OSA ile retinal ven tıkanıklığı ve santral seröz koryoretinopati arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. OSA hastalarında oftalmik görüntülemede patoloji olmasa bile anatomik ve vasküler değişiklikler de tespit edilmiştir. OSA şiddetinin çeşitli ölçümleri, temel özelliklerdeki farklılıklar ve hastalık süresinin belirlenmesindeki zorluklar göz önüne alındığında, bu retinal değişiklikleri karakterize etmenin zor olduğu kanıtlanmıştır.

 

Artan vasküler kıvrımlar ve hafif hipertansif retinopatiye benzer arteriolar değişiklikler dahil olmak üzere morfolojik vasküler değişiklikler rapor edilmiştir. OSA'lı hastalarla yapılan bir çalışmada, her iki gözün hem retinal arterlerinde hem de yüzeysel kapiller pleksus damarlarında sızıntı olmaksızın vasküler kıvrımlılığı doğrulayan OCT ve vasküler perfüzyon haritalaması gösterilmiştir.

 

Koroid kalınlığındaki değişiklikler tartışmalıdır, ancak bir meta-analiz orta ve şiddetli OSA'lı hastalarda kontrol grubundaki hastalarla karşılaştırıldığında anlamlı derecede daha ince koroid kalınlıklarının bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bunun otonom fonksiyon bozukluğu ve inflamasyonla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

 

OSA'da ganglion hücresi-iç pleksiform tabaka (GCIPL) kalınlığındaki değişikliklere ilişkin tutarsız raporlar mevcut olup, bazı hastalarda kalınlaşma görülürken bazılarında incelme görülmüştür. Sonuçlar çalışmalar arasında farklılık gösterse de çoğu çalışma OCTA'da derin kapiller tabakada damar yoğunluğunun azaldığını göstermektedir. Yapay zeka sinir ağı kullanıldığında, OSA riski düşük retinal damar yoğunluğu ve fraktal boyutlarla ilişkilendirilmiştir.

 

4- Bilişsel İşlev

Araştırmacılar Alzheimer hastalığı (AD) riskini tespit etmek ve tahmin etmek için klinik açıdan değerli retina biyobelirteçlerini aramaya devam ediyor. Bir çalışmada, ultra geniş alanlı renkli fotoğrafçılığın ve otofloresan görüntülemenin, bir AD teşhisini tahmin etmede aslında sınırlı bir değere sahip olduğu belirlendi. Ancak çalışmaya dahil edilen görüntüler, göz kapağı artefaktlarını gidermek için kırpıldıkları için muhtemelen ultra geniş alanlı bir görünüm yakalayamadı diye yorum yapılmaktadır.

 

OCT ve OCTA ölçümleri, özellikle GCIPL kalınlığı daha değerlidir. Belirginlik haritalamasında yüzeysel perfüzyon yoğunluğu ve foveal avasküler bölge boyutu AD tanısıyla alakalıdır. Bir çalışmada hafif bilişsel bozukluğu olan AD'li hastaların OCTA taramalarına bakılmış ve yüzeysel damar yoğunluğunun, kontrollerle karşılaştırıldığında AD'li hastalarda anlamlı derecede düşük olduğu bulunmuştur. Başka bir çalışmada AD'li hastalarda kontrollerle karşılaştırıldığında damar yoğunluğunun önemli ölçüde azaldığı tanımlanmış ve bu ölçüm, mini zihinsel durum muayenesi gibi bilişsel puanlarla korele bulunmuştur.

 

5- Multipl Skleroz

Multipl sklerozun (MS) tipik oftalmik belirtisi optik nörit olmasına rağmen, OCT'de görülen hafif retina değişiklikleri beyinde meydana gelen nöro-aksonal dejenerasyonu yansıtabilir. Retrograd dejenerasyon yoluyla, miyelinsiz aksonlardan oluşan retina sinir lifi tabakası zamanla incelip dejenere olabilir. Bu aksonların kökeni, hücrelerin in vivo koşullarını yansıtan ve azalan perfüzyona daha duyarlı olan ganglion hücre katmanıdır.

 

Optik nörit olmasa bile peripapiller retinal sinir lifi tabakası ve GCIPL kalınlığı MS aktivitesi ve ilerlemesi ile ilişkili görünmektedir. GCIPL incelmesi klinik ilerleme ve artan nükslerle ilişkilidir. MRI'da yeni lezyonlarla birlikte radyolojik ilerleme ve lezyon gelişim hızının artması aynı zamanda GCIPL incelmesinin hızlanmasıyla da ilişkilidir. Ayrıca, MS'li hastalarda OCT'de mikrokistik makula ödemi, daha zayıf görme ve global sakatlık skorlarıyla ilişkilidir. OCT ölçümleriyle hastalık aktivitesi ve ilerlemesi arasındaki yerleşik korelasyon göz önüne alındığında, MS terapötiklerine ilişkin klinik araştırmalar, tedavi etkinliği sonucu olarak OCT ölçümlerini kullanmıştır.

 

Sonuç

Sistemik hastalıkların öngörülmesi, saptanması ve prognozunda oftalmik görüntülemenin uygulanabilirliği artmaktadır. Mikro damar sistemi ölçümleri gibi retina biyobelirteçleri artık gözden daha fazla ne öğrenilebileceğini belirlemeye yönelik bir araştırma odağıdır. Dünyanın dört bir yanındaki kliniklerde her gün çok sayıda oftalmik veri toplanıyor ve yapay zeka algoritmaları, hasta bakımını olumlu yönde etkileyecek yeni, klinik açıdan değerli bilgiler elde etmek için heyecan verici bir fırsat sunuyor.

 

 

[Kaynaklar: 1- Chalkiadaki E, Andreanos K, Karmiris E, et al. Ganglion cell layer thickening in patients suffering from obstructive sleep apnea-hypopnea syndrome with long mean apnea-hypopnea duration during sleep. Int Ophthalmol. 2021;41:923-935. 2- Ava S, Erdem S, Karahan M, et al. Evaluation of the effect of obstructive sleep apnea syndrome on retinal microvascularity by optical coherence tomography angiography. Photodiagnosis Photodyn Ther. 2022;38:102761. 3- Orr SMA, Pereira A, Sodhi SK, Pattathil N, Choudhry N. Retinal Biomarkers of Systemic Disease: Part Two. Retina Today. 2023; November/December: 54-56. 4- Lee MJ, Abraham AG, Swenor BK, Sharrett AR, Ramulu PY. Application of optical coherence tomography in the detection and classification of cognitive decline. J Curr Glaucoma Pract. 2018;12(1):10-18. 5- Wisely CE, Wang D, Henao R, et al. Convolutional neural network to identify symptomatic Alzheimer’s disease using multimodal retinal imaging. Br J Ophthalmol. 2022;106:388-395.]

 

Not: Katkılarından dolayı Dr. Mehmet ÇITIRIK’a teşekkür ederiz.

 

Web sitesindeki bu bilgiyi, sunu ve yayınlarınızda aşağıdaki şekilde kaynak göstererek kullanabilirsiniz.

 

(Çıtırık M, Teke MY. Sistemik Hastalıklarda Retinal Biyobelirteçler-2. http://www.retinaclub.com/ Son Güncellenme Tarihi 01/10/2024).