Retina Club

Klasik Koroid Neovaskülarizasyonu tanısında hastaya yaklaşım; Prof. Dr. Öner Gelişken’in Uzman Görüşü


Okuma:385

RC: Değerli Hocam bu önerimizi kabul ettiğiniz için öncelikle teşekkür ediyoruz. Kısaca kendinizden ve kliniğinizden bahseder misiniz?

ÖG: 21/05/1955’de Bursa’da doğdum. 1969-73 arasında İstanbul Robert Kolej’inde, 1973-79 yılları arasında Hacettepe Tıp Fakültesinde eğitimimi tamamladım. Uzmanlık eğitimimi 1979-82 yılları döneminde Belçika Ghent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz bölümünde yaptım. 1982-84 yılları arasında aynı klinikte retina üst ihtisasını tamamladım. 1983 yılında İsviçre Basel Tıp Fakültesinde lazer tedavisi, 1986-87 yıllarında Hollanda Nijmegen Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 1989’da ise Belçika Antwerpen’da Prof. Zivojnoviç’in Kliniğinde medikal retina ve vitreo-retinal cerrahisi konularında üst ihtisas eğitimimi aldım. 1984’te Uludağ Üniversitesinde yardımcı doçent, 1988 yılında doçent, 1993 yılında ise profesör ünvanlarını aldım.

1984 yılından itibaren Türk Oftalmoloji Derneği (TOD)  üyesi olarak mesleğimi yürütmekteyim. Bu süre zarfında TOD şube yönetim kurullarında, Üye ve Başkan, TOD merkez yönetim kurulunda üye olarak idari görevlerde bulundum. TOD tıbbi retina birimi, vitreoretinal cerrahi birimlerinde aktif üye ve yürütme kurulu üyelikleri, Uvea biriminde aktif üye olarak görev yapıyorum. 2009-2011 döneminde TOD Tıbbi Retina Birimi başkanlığını yaptım.

Uluslararası oftalmolojinin göz arka segmenti konusunda ihtisaslaşmış meslek örgütlerinden olan ‘Jules Gonin Club’, ‘American Society of Retinal Specialists’ ve ‘International Fluorescein Angiography Club’ üyeliklerim bulunmaktadır.

Türk Oftalmoloji Dergisi, Retina Vitreus Dergisi, Türkiye Klinikleri Dergisi ve çeşitli yurt içi lokal bilimsel dergilerin yayın kurullarında görev almaktayım. Uluslararası oftalmoloji dergilerinden International Ophthalmology’nin Editorial Board’ında ve Azerbaycan Oftalmoloji Dergisi yayın kurulunda yer almaktayım.

Ulusal ve Uluslararası oftalmoloji dergilerinde, kongre ve sempozyum yayınlarında, oftalmoloji kitaplarında basılmış çalışmalarım bulunmaktadır. Ulusal ve Uluslararası bilimsel toplantılarda düzenleyici, moderatör, konuşmacı ve konferansçı olarak çok sayıda bilimsel etkinliklerde yer almaktayım.

Bursa, Çekirge’de retina hastalıkları konusunda uzmanlaşmış özel bir sağlık kuruluşunda konsültan hekim olarak ve sözleşmeli olarak Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitmenlik görevini sürdürmekteyim. İngilizce ve Hollandaca bilmekteyim

 

RC: Hocam izninizle olguya geçelim. 54 yaşındaki bayan hastanın sağ gözünde 15 gündür görme azlığı şikâyeti olup görme keskinliği 0,3 seviyesindedir.  Sol göz görme keskinliği 0,9 düzeyindedir. Göz içi basınçları normal sınırlardadır. Biyomikroskobik muayene bulguları doğaldır. Sistemik sorguda 10 yıldır hipertansiyon ve 1 yıldır diyabet öyküsü bulunmaktadır. Özgeçmiş ve soy geçmiş sorgulamada oküler hastalık öyküsü yoktur. Hastanın renkli, FA ve OCT görüntülerini görmektesiniz. Bu görüntüleri yorumlar mısınız ve görüntüler eşliğinde tanı için neler söylersiniz?

ÖG: Muhtemelen erken döneminde örümcek ağı şeklinde başlayıp perifere doğru yayılan ve giderek sızıntı gösteren klasik bir tip 2 koroid neoveskularizasyonu olduğunu düşünüyorum. İleri dönem RAP veya MacTel-2 ayırıcı tanıda değerlendirilebilir.

 

RC:  Böyle bir hasta size başvurunca ilk muayenede hangi tetkikleri yaptırırsınız?

ÖG: Floresein Anjiyografi (FFA), Optik Koherens Tomografi (OKT) ve gerekirse İndosiyanin Yeşil Anjiyografi (İSYA). Bu olgu için özellikle ve her olguda FFA’da muhakkak erken dönem görüntülerinin izlenmesi tanımızı kolaylaştırabilecektir.

 

RC:  Böyle bir hasta size başvurunca ilk muayenede rutin ICG görüntüleme yapar mısınız? ICG görüntülemeye başvurmayı ne zaman düşünürsünüz?

ÖG: Öncelikle tanı açısından sıkıntı olursa, tedavi beklentisine yeterli yanıt alınamadığı zaman ve İdyopatik Polipoid Koroidal Vaskülopati (İPCV) tanısı ve bunun tedavisi düşünüldüğünde İSYA gerekli olabilir.

 

RC: Tedavide ilk olarak hangi Anti-VEGF’i düşünürsünüz? Neden?

ÖG: Tedavi etkinliğinde bu seçimin önemli bir fark yaratacağını düşünmüyorum. Hastanın ekonomik konumu ve sağlık güvencesine göre karar almaktayım.

 

RC: Anti-VEGF tedavide rutin uyguladığınız tedavi rejimi nedir? Neden?

ÖG: İlk 3 ay boyunca aylık enjeksiyon, sonra tedavi et ve uzat rejimini uyguluyorum. Eğer hastanın pigment epitel kırılganlığı fazla ise, diğer göz skar ise ve hasta uyumu gerçekten iyi ise PRN rejimini de uyguluyorum.

 

RC: Kaç doz enjeksiyon düşünürsünüz, muayeneleri hangi sıklıkla yaparsınız ve hangi tetkikleri kontrollerde istersiniz?

ÖG: Bu hasta için en azından 3 aylık tedavi sonucunu gözler daha sonra tedavi yanıtına göre nasıl devam edeceğime karar veririm.

 

RC: Hastanın diğer gözünde KNV ve/veya KNV’ye bağlı skar olsaydı tedavi tercihiniz değişir miydi?

ÖG: Hayır

 

RC: Hastanın kendisinde ve ailesinde koroner arter hastalığı veya serebrovasküler olay öyküsü olması ilaç tercihinizi değiştirir mi?

ÖG: Hayır

 

RC: Bir ilacın off-label olması tedavi tercihinizi değiştirir mi?

ÖG: Hastanın ekonomik konumu ve sosyal güvence sorunu varsa hayır.

 

RC: Tedavide fotodinamik tedavi düşünür müsünüz? Neden? Fotodinamik tedaviyi ne zaman uygularsınız?

ÖG: Hayır. Fotodinamik tedaviyi sadece İPCV’de, Anti-VEGF tedaviye yanıt alınamadığı, Anti-VEGF değişikliğinin yararlı olmadığı veya nadiren Anti-VEGF enjeksiyon sayısını azaltmak için uyguluyorum.

 

RC: Tedaviye cevapsızlık için kriterleriniz nelerdir?

ÖG:  6 ay içinde Anatomik ve görsel olarak hiçbir değişikliğin olmaması.

 

RC: Anti-VEGF değiştirmeyi (switch) kaç dozdan sonra ve hangi bulgular mevcut ise düşünürsünüz?

ÖG: 3 enjeksiyon sonunda hiçbir anatomik veya görsel iyileşme saptamadıysam 3 ay, ama iyileşme kısmen de olsa varsa 6 ay.

 

 

RC: Anti-VEGF değiştirmede (switch) hangi ilacı tercih edersiniz? Neden?

ÖG: Hastayla ilaçları konuşup hastanın seçimine bırakıyorum.

 

RC: Anti-VEGF değiştirdikten sonra tedavi rejiminiz nasıl olur? Kaç doz ilaç uygular ve hangi aralıklarla kontrol edersiniz?

ÖG: Tedaviye başlangıçtaki yaklaşım gibi hareket ederim.

 

RC: Takip aralıklarınız ve tedaviyi sonlandırma kriterleriniz nedir?

ÖG: İlk 6 ay aylık sonuçlara göre daha uzatılmış aralar ile takip ederim. Tedaviyi yarar sağlayamayacağımı düşündüğüm zaman sonlandırırım (skar gelişim vb. bulgular).

 

RC: Tecrübelerinize göre böyle bir hastada ortalama kaç doz enjeksiyon gerekmektedir?

ÖG: 6 doza kadar gerekebilir.

 

RC: Değerli cevaplarınız için teşekkür ederiz. Başka eklemek istediğiniz mesajınız var mıdır?

ÖG:  Teşekkür ederim. Başarılı çalışmalarınız ve katkılarınız için sizleri kutluyorum.

 

Not: Katkılarından dolayı Dr. Öner Gelişken’e ve Dr. Mehmet Çıtırık’a teşekkür ederiz.

 

Web sitemizdeki bu bilgiyi, sunu ve yayınlarınızda aşağıdaki şekilde kaynak göstererek kullanabilirsiniz.

(Gelişken Ö, Çıtırık M, Teke MY. Klasik Koroid Neovaskülarizasyonu tanısında hastaya yaklaşım; Prof. Dr. Öner Gelişken’in Uzman Görüşü. http://www.retinaclub.com/ Son Güncellenme Tarihi 01/11/2016).

 

Önemli hatırlatma: Hastalara yaklaşımda tüm meslektaşlarımız için çok faydalı olacağını düşündüğümüz ‘Uzman Görüşü’ başlıklı bilgilere önümüzdeki aylarda da devam edilecektir. Farklı tanılarda değerli hocalarımızın görüşlerini buradan takip edebilirsiniz.