Retina Club

Psödofakik Kistoid Maküla Ödemi ve Yönetimi-1


Okuma:558

Psödofakik Kistoid Maküla Ödemi (KMÖ), katarakt ekstraksiyonunu takiben oluşan, sık görülen, makuler ödem tiplerinden biridir. KMÖ, sıklıkla katarakt cerrahisini takip eden dönemde, geniş bir hasta grubunda erken post-operatif dönemde beklenen iyi görmeye ulaşamama veya görmede azalma olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gass ve Irvine, birbirinden bağımsız olarak bu antiteyi, intrakapsüler katarakt ekstraksiyonu döneminde tanımlamıştır. Bu dönemde, OCT ile değerlendirme ve fakoemülsifikasyon yöntemi mevcut değildi. Gass ve diğerlerinin yapmış olduğu çalışmalar, histolojik örnek incelemeleri, makulanın yapısal özellikleri ve ön segment inflamasyonuna cevabı hakkında önemli bilgilere sahip olmamızı sağlamıştır.

Fakoemülsifikasyonun geliştirilmesi ile birlikte, operasyon zamanı kısalmış, posterior kapsül bütünlüğünün devamının sağlanma sıklığı artmış, ön segment cerrahi travması azalmış olup, KMÖ ye daha az rastlanır olmuştur. Yine de KMÖ, modern katarakt cerrahisi sonrası kabaca %2 oranında saptanan, klinik olarak anlamlı bir komplikasyon olmaya devam etmektedir ve anjiyografi ile en az %30 civarında saptanabilmektedir.

Spektral Domain OCT (SD-OCT) nin ortaya çıkması ile birlikte, görüntüleme detaylarındaki artmış saptana bilirlik bize, erken tanı olanağı sağlamakta, tedavi için rehber oluşturmakta ve belki de yaygın retinal hastalıkların altında yatan mekanizmaları daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır.

 

Patofizyoloji

KMÖ, ön segment inflamasyonuna cevap olarak oluşan bir maküler retinal vasküler ödemdir. Üveitin idiyopatik ve sekonder formları maküler ödemin iyi bilinen sebeplerini oluşturmakla birlikte, KMÖ, yapısal ve klinik olarak kendine özgü bazı özelliklere sahiptir. Bu, iyi görme veya temiz yapısal destekle ilgili olarak, ön segment veya vitreusta, güçlü hücresel cevaba yetersizliği içermektedir.

KMÖ gelişme hızını etkileyen faktörler arasında primer katarakt ekstraksiyonu, göze ait nedenler veya sistemik faktörler yer almaktadır. Bunlar da, diyabetik retinopati veya diğer retinal vasküler hastalıkların varlığı, eşlik eden prostoglandin kullanımı ve arka kapsülün bozulması gibi durumları içermektedir.

 

KMÖ deki yapısal ilişkiler

Erken postoperatif dönemde KMÖ gelişimini etkileyen en önemli predisozan faktör, katarakt ekstraksiyonu esnasında arka kapsül bütünlüğünün bozulmasıdır.

Çeşitli sıklıkta mevcut olan ön segmente vitreus prolapsusu ve rezidüel vitreus traksiyonu, KMÖ nün bir nedeni olarak suçlanmıştır.

İdiyopatik epimaküler membran (epiretinal membran veya maküler pucker) ve vitreomaküler traksiyon gibi süreçler, pek çok KMÖ vakasında mevcut olabilir ve bu durumlar inatçı ve kronik KMÖ durumlarında defalarca suçlanmışlardır.

 

[Kaynaklar: 1- Gass JD, Norton EW. Cystoid macular edema and papilledema following cataract extraction. A fluorescein fundoscopic and angiographic study. Arch Ophthalmol. 1966;76:646-61. 2- Arcieri ES, Santana A, Rocha FN, Guapo GL, Costa VP. Blood aqueous barrier changes after the use of prostaglandin analogues in patients with pseudophakia and aphakia: a 6 month randomized trial. Arch Ophthalmol. 2005;123:186192. 3- Sigler E. Managing Pseudophakic Cystoid Macular Edema. Retinal Physician, 2015; 12 (November): 30-40. 4- Sebag J, Balazs EA. Pathogenesis of cystoid macular edema: an anatomic consideration of vitreoretinal adhesions. Surv Ophthalmol. 1984;28(Suppl):S493-S498.]

 

Not: Katkılarından dolayı Dr. Mehmet ÇITIRIK’a teşekkür ederiz.

 

Web sitesindeki bu bilgiyi, sunu ve yayınlarınızda aşağıdaki şekilde kaynak göstererek kullanabilirsiniz.

(Çıtırık M, Teke MY. Psödofakik Kistoid Maküla Ödemi ve Yönetimi-1. http://www.retinaclub.com/ Son Güncellenme Tarihi 01/08/2019).